9 Şubat 2014 Pazar

Kendinle barışmak.

   Bir önceki yazımda bahsi geçmişken hazır, kilo konusuna geliyorum. ekşide gayet güzel tartışmışlardı, baştan sona bütün entryleri okumuştum. Bazılarına felaket sinirlendim, bazıları güldürmedi değil.
   Önceden de söylediğim gibi, 155-165 arası boyum var ve 65 kilonun üstündeyim. Benden 10 m önden giden göbeğim yok. Sadece 6 yıl kodumun futbolunu oynadığım için bacaklarım gerektiğinden fazla büyük ve kaslı. Aynen şöyle duruyor. Lâkin o abla kadar dizleri bükük ve seksi durmuyorum orası ayrı. Her neyse. Bacaklar böyle olunca haliyle tartıda çok düşemiyorsun. En fazla 5 gidiyor. Başka gitmiyor. Belki yanlış biliyorum, olabilir. Varsa bilen aydınlatsın, ben dünden razıyım o lanet olası kasları eritip ince bacağa kavuşmaya.
   Bütün kilolu insanlar boğazdan kilolu değil. Genetik denen bi'şey var arkadaşım. Ailesinde tek bir zayıf yok, sen ondan zayıf olmasını bekle. Olduuuuuuu. Ben kendimi bildim bileli balık(!) etliyim. Benim ailemde halam ve kızı hariç kimse zayıf değil. Hepimizin maşallahı var. Hepimiz göbekli ve koca popoluyuz.
   Çok diyet denedim. Beren Saat diyeti, Dukan diyeti (sadece 1 hafta yaptım sonra bayıldım) dönüşümsüz açlık grevleri, yediğini kusma vs vs. Spor salonuna da gittim. Ben diyorum ki "hoceeaam ben şu kasları eritmek istiyorum" adam beni hayvan gibi koşturup bacakları dahada sertleştirdi. Kaslı olabilir ama selülit var hocam selülit! Velhasılı kelam ben kilo aldım arkadaşlar. Bütün diyetlerde, sporda, hepsinde kilo aldım. Geçen sene sivilcelerim vardı. Onlar geçsin diye sikik, dudağını çatlatan, kolesterolünü fırlatan orospu bi ilaç kullandım. Evet beybi feys oldum ama 13 kilo aldım ilacı kullandığım süre içinde!
   Sonra o kiloları veremedim. Hala çabalıyorum. Abur cuburla pek aram yok, 6 yıldır çay, kahve vs. içinde şeker kullanmıyorum, ekmek doğru dürüst yemiyorum, ama ben kilo vermek istiyorum! Ha görünüşümden pek rahatsız değilim. Kendimle barışığım. Sadece Vogue okurken felam moralim çok bozuluyor. Biri gelip "ya bacakların kalın sanki" dediğinde "kalın olan daha başka şeyler biliyorum" diye terbiyesizleşesim  gelse de "hıı evet" deyip geçiyorum. En önemlisi kendimle dalga geçebiliyorum. Sen kendinle dalga geçersen gerçekten kimse seninle dalga geçemiyor. Önce kendinle barışman gerekiyor. Benimle beraber şişko şişko dolaşan bütün çocukluk arkadaşlarımın hepsi kilo verdi.
   Benim arkadaşlarımın çoğu çok zayıf. On numara fizikleri var. Ama bu onları daha çok sevdiğim anlamına gelmiyor. İsterse 180 kilo olsun, kimsenin güldüremediği anda seni güldürebileceğini biliyorsun. Ya da ne bileyim 75 beden sütyen taksın, kimseyi ilgilendirmez ki. Meme onun. Ayrıca memenin küçüğü büyüğü olmaz, adam olun. Birkaç dakikalık zevkleriniz uğruna biz kızları kırmayın. Götü büyük olsun, memesi küçük olsun, ne fark eder? Gerçekten, memesi için mi evleniyorsunuz? 45 kilo ideal di mi size göre? Ben 4.sınıfta 45 kiloydum. Çoğunuzun annesi evlendiğinde 45-48 kiloydu di mi? Şimdi nasıllar? Babalarınız şuan annelerinizin 90+ olmasını umursuyor mu? -Hayır. Ama yaşamına devam ediyor, hala seviyor annelerinizi. Ben kilo aldı diye boşanan birini hiç duymadım. Ayrıca beylerimiz kilo alınca daha çirkin oluyorlar. O kıravat havada kalıyo aq.
   Kilolu diye yapmadığınız iğrençlik kalmıyor. Bana hiç yapılmadı çok şükür. Ayıp dene bi'şey var. En çok ilk buluşmalarda oluyor bu gavatlıklar. Hazırlanmışsın gitmişsin, adam o kadar iğrenç davranıyor ki, salak değilsen anlarsın. Seni beğenmemiş, gitmeye bahane arıyor. Yapmayın, yapanı da sevmeyin. Komşu çocuğu onlar. Ya da "senden güzel kanka olur eheheheh :DD::D:D" demeyin. Kanka olmaya mı geldik aq yerine. Kanka diye mi bu kadar hazırlandım? Bu bunalımdan çıkmak bazen yıllar sürüyor. Özgüveni öyle zedeliyor ki sittin sene kendine gelemiyorsun. O göbeği sorun haline getirmektense sevebilirsin. Arada mıncırıp "naaabıyon leeen" diyebilirsin. Hey oğlan çocuğu sana diyorum.
   İrem Derici mesela. Röportajını izledim az önce, "ilkokulda alf derlerdi önceki burnum yüzünden. Ağzımı sevmezdim, ayağımı sevmezdim, burnumu sevmezdim, basenimi sevmezdim, kalçamı sevmezdim. Fakat bir süre sonra her yerime bayılır oldum çünkü bana ait biricik..." diye devam ediyor. Kendiyle o kadar barışık ki, kimsenin ne dediği umurunda olmuyor. Çünkü kendini seviyor kadın. Bu yüzden onu seviyorum. Onu ilk Okan Bayülgen'in programında gördüm, ağzıyla mı burnuyla mı tam hatırlamıyorum dalga geçildi bi'şey oldu "haaa evet kocamanlar" dedi. Başkası olsa bozulur, kalkar gider ne bileyim, kendini sevmese bunları söylemezdi. İrem Derici mutlu mesela. Sen eğer kendinle barışık olursan, sen de mutlu olursun. Gerçekten kendini seviyorsan, seni seveceklerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder