4 Ekim 2016 Salı

Korkmak

Yalnız başıma yaşamaktan çok sıkılıyorum. Yalnız başıma derken, ruhen diyorum işte.
"Lonely"
Bir çoğunuz gibi, beni de anlatan tek kelime bu herhalde. Ruhum o kadar yalnız ki, köpek gibi paylaşmak istiyorum ruhumu, yalnız başıma kalmamak istiyorum. Olmuyor.
Tam paylaşacak oluyorum, bir anda en değerli şeyim oluveriyor. "Benim o, sadece benim" deyip sarılıyorum ruhuma. Sonra gidiyorlar işte. Bu sefer yeniden başlıyor "sıkıldım" deyişlerim.
Şu son dönemlerde biraz biraz paylaştım ruhumu. Galiba alıştım da paylaşmaya, tabi hepsini değil. Bazen diyorum paylaş gitsin hepsini, sonra diyorum ki "dur"
Paylaştıkların gidince ne yapacaksın? Zor günler için her zaman bir köşede küçük bir ruh parçamdan bırakıyorum. Yeniden beni büyütsün, yeniden büyüsün diye.
Güvenemedim, inanamadım henüz, hepsini vermeye.
Düşüyorsun oğlum, korkuyorsun. Hem de nasıl korkmak biliyor musun?
Böyle cennet bahçesinde dolaşırken, yanında en sevdiklerin. Bir anda karanlık düşüyor, yanındaki insanlar yok oluyor. Bağırıyorsun, çığlık çığlığa koşmak istiyorsun. Öyle bir korkmak ki, koşamıyorsun, kaçamıyorsun bile. O kadar karanlık. O kadar soğuk ve sessiz. Bir anda oluyor ya bir de, panikliyorsun. Cesaret bulursan koşarsın. Panikten koşarken oradan oraya çarparsın. Karanlıktan daha karanlığa gidersin. Çeker böyle seni içine.
Korktum amına koyayım. Korkmaktan korkuyorum. Düşmek istemiyorum, düştüm. Tekrar olsun istemiyorum. Hayatımı monotonlaştırsa da, çekilmez bir hale getirse de, istemiyorum. Korkmak o kadar korkutucu, varın siz düşünün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder